Ön Not: Sennheiser HD800S tarafıma hifilife/Bircom tarafından gönderilmiştir. Kendilerine çok teşekkür ederiz.
Giriş
Merhaba herkese,
Bu yazımızın konusu, efsanevi HD800’e ek olarak piyasaya çıkan Sennheiser HD800S. Sennheiser markasını adeta tek başına tanımlayan modellerden biri olan HD800, çıktığı 2009 yılından bu yana halen birçok odyofilin masasını süsleyen bir model. Tam 11 yıldır popülerliğini korumaya devam eden bir modelden bahsediyoruz. Bu kadar hızlı hareket eden piyasada zamana karşı gelen böyle kulaklıkların sayısı çok fazla değil. Bu açıdan, HD800 serisi Sennheiser’ı tam olarak tanımlayan bir seri.
HD800S dahi, yaklaşık 4 buçuk sene önce piyasaya sürülmüş bir kulaklık. HD800’e getirilen eleştiriler dikkate alınarak, bir nevi güncelleme olarak ortaya çıkan bu kulaklığın da aslında kendi kitlesini oluşturduğunu ve kült haline geldiğini söylemek mümkün. Bugün halen dünyanın en iyi full-size kafa üstü kulaklıklarından biri olan HD800S’i incelemeye başlayalım.
HD800S
Sennheiser HD800 teknik anlamda bugün hala çok çok yeterli hatta üst düzey bir performans veriyor olsa da, kulaklığın kaynak ve ekipman seçmesi, zaman zaman tizlerinin sivri ve fazla parlak olması gibi sorunları vardı. HD800 için uygun sistemi kurmanın zaman aldığı ve zahmetli olduğu söylenirdi hep. Kulaklığın oldukça analitik kaçan yapısı da işin içine eklenince herkes için olmayan bir kulaklık haline geldi.
HD800S ise, daha pürüzsüz bir deneyim sunmak adına özellikle alt frekans tepkisi geliştirilmiş ve HD800’ün meşhur 6 kHz parlamasının önüne geçen bir tuning’e sahip bir kulaklık. Bunu söylerken, elbette halen HD800’ü tercih edenlerin olduğunu da ifade edelim. Özellikle oldukça üst düzey lambalı amfi kullanıcıları orijinal HD800’den oldukça memnunlar.
Yakın zamanda HD800’ün bir özel versiyonu da piyasaya çıktı bu arada. Limitli sayıda üretilen bu seri orijinal HD800’ün altın renge boyanmış hali ve özel bir seri numarası taşıyor. Kısacası, HD800‘ün namı hala yürüyor diyebiliriz.
Paket
Sennheiser paketlemeyi pek değiştiren bir firma değil. Dolayısıyla aslında HD800S, 2009’da çıkan düz versiyonla aynı kutuya sahip. Değişen tek bir şey var o da 2. kablonun Pentaconn 4.4mm jaka sahip olması. Bu da piyasadaki yeni trendlere uyum sağlandığını gösteriyor. Klasik kablo da her zamanki gibi 6.3mm jakla geliyor.
Bunun haricinde oldukça büyük ve kapsamlı bir kullanım kılavuzu ile beraber kulaklığın kendisi tüm ihtişamıyla kutuda yatmakta. Sennheiser’ın orta-üst düzey kulaklıklarını denemiş/almış olanlar bu kutuların çok kaliteli olduğunu da bilirler sanıyorum. Kutunun güzel tarafı aynı zamanda çok iyi bir saklama kutusu yerine de geçiyor olması. Bu açıdan çok sağlam, basit ama etkili bir paketleme olduğunu söylemek mümkün.
Dizayn / Yapı Kalitesi
Tıpkı HD660S’te olduğu gibi Sennheiser burada da “sorun yoksa düzeltmeye çalışma” mantalitesini uygulamış. Ve yine tıpkı HD660S’te yaptığı gibi kulaklığı siyah renge boyamış. Kulaklığın orijinal tasarımı da zaten oldukça fütüristik ve etkileyiciydi. Bana sorarsanız siyah renk bu tasarımı daha da havalı ve göze hitap eden bir hale büründürmüş.
Yapı kalitesi olarak hiçbir şey değişmemiş durumda. Kablo yine çok çok sağlam, konnektörler yine hiçbir şüphe bırakmıyor ve kulaklığı elde tutarken genel hissiyat da harika.
Konfor
HD800S, HD800’den sadece 3 gram daha ağır ve bu fark elbette hissedilmiyor bile. Orijinal versiyon zaten çıktığından beri piyasadaki en konforlu high-end kulaklıklardan biri olmayı sürdürüyor. HD800S de bu konuda farklı değil. Geniş kulaklık kısımları ve hafif yapısıyla takarken en rahat edeceğiniz kulaklıklardan bir tanesi.
Günümüzde planar sürücülere sahip kulaklıklarda pek çok iyileştirme yapılmış durumda. En azından artık size boyun antrenmanı yaptıracak kadar ağır değiller. Fakat dinamik sürücülü kulaklıklar halen hafif olma avantajına sahipler ve driver çok büyüse bile (Sony MDR-Z1R) oldukça konforlu olmayı sürdürüyorlar. HD800S de baştan sonra konfor konusunda memnun edici bir tasarıma sahip. Kulak pedleri de aynı zamanda çok yumuşak ve rahatsız etmeyen bir yapıda.
Ses Kalitesi
Öncelikle HD800’ün ses karakterini biraz hatırlayalım. HD800 genel olarak analitik bir yapıya sahipti. Frekans tepkisi olarak baktığımızda ise karakterini nötr ve soğuk arasında bir yerlerde betimleyebiliriz. Tabi kulaklığın özellikle popüler müzik tarzlarına tam olarak uyduğu da söylenemezdi. Özellikle bas tepkisinin miktar olarak çok fazla olmaması da bunda en büyük etkendi. Ek olarak, tiz kısmındaki parlama ve keskinlik de bazı kesimlerce tercih edilmedi.
HD800S ise HD800’ün biraz “ısıtılmış” ve belki de “daha iyi pişmiş” bir versiyonu. Altlar biraz daha vurgulu ve belirgin. Üstler ise bir tık daha pürüzsüz ve daha az agresif diyebiliriz. HD800′den HD800S’ye geçerken duyacağınız en büyük değişiklik, HD800S’nin bas bölümünü ve alt orta sesleri sunma biçimindeki fark.
Bu sebeplerle HD800S’i sevmek de biraz daha kolay. İyi bir amplifikatör HD800S’in sesini daha da iyi hale getirecek olsa bile, HD800′ün aksine, gerçekten iyi ses performansı için en iyi ve en üst düzey amplifikatörlere de ihtiyaç duymayan bir kulaklık.
Bas
HD800S basitçe miktar olarak daha fazla bas tepkisine sahip bir kulaklık. Alt bölge ısıtılmakla kalınmamış aynı zamanda miktar olarak da bir üst noktaya çıkarılmış vaziyette. Basın şiddeti ve etkisi de daha fazla. Genel olarak popüler müziğe uyum sağlaması ve aynı zamanda bir nebze daha affedici olması adına daha sıcak ve miktar olarak daha fazla basa sahip.
HD800 ile bas farkı bu şekilde diyebiliriz. Genel olarak ele alırsak HD800S bas konusunda dinamik sürücülü kulaklıklar arasında halen en iyilerden bir tanesi. Basın dokusu, çözünürlüğü, toparlanması ve vuruş kuvveti oldukça başarılı. Aynı zamanda kontrol de çok iyi seviyede. Bu da mid kısmının arttırılmış bas tepkisinden etkilenmemesini sağlıyor.
Mid
Orta frekanslarda orijinal HD800’e göre çok fazla değişiklik yok. Burada açıkça duyulan tek değişiklik alt mid kısmının biraz daha pürüzsüz ve affedici olması denebilir. Bu bölümde sunumda bir tık daha sıcak. Tabi üst bas ve orta bas kısmının daha belirgin olması, eski HD800’ü sevenlerin çok da hoşuna gitmeyen bir detay. Zira bu sunum o kısımdaki detayı, derinliği ve katmanlamayı örten ve detay odaklı sunumun önüne geçen bir husus.
HD800S’i tek başına ele alırsak bana göre muazzam bir orta frekans başarımı var ki bu konuda HD800 de böyleydi. Bu bölümdeki transparanlık halen tüm kulaklıklar arasında en iyilerden bir tanesiyken aynı zamanda çözünürlük de çok üst seviyede. Orta frekanslarda enstrüman ayrımı, tanımlama ve kesinlik çok çok başarılı. Bu konuda da Sennheiser’ı tebrik etmek gerekiyor. Evet, alt midler bir nebze pürüzsüz hale getirilmiş, fakat bu yapılırken HD800’ün teknik mirasına hiç dokunulmamış durumda. Mid kısmında HD800S müthiş başarılı bir kulaklık ve bu bölgedeki hakimiyetini sürdürüyor. Bu fiyat aralığında daha iyisini bulmak çok zor diyebilirim.
Tiz
Tiz kısmında HD800’e getirilen eleştiri kaynak ve amfi seçmesi ve bu bölgede oldukça agresif oluşuydu. Elbette çok üst düzey, lambalı amfi içeren masaüstü sistemlerde bu problem azaltılıp yok edilebiliyordu fakat HD800S böyle bir şeye pek ihtiyaç duymuyor.
HD800S’te üstlerde geçiş daha yumuşak ve pürüzsüz. Alt tiz bölümündeki agresiflik de giderilmiş vaziyette. Tizler oldukça tane tane, detaylı ve yüksek çözünürlüklü. Bu bölüm de aynı midlerde olduğu gibi üst düzey bir transparanlığa da sahip. Kulaklığın üst düzey tiz başarımı ve özellikle HD800’den sonra alt tizlerdeki piki yok etmiş olması da düşünüldüğünde, eğer “tiz-kafa” iseniz kesinlikle beğeneceğiniz bir kulaklık HD800S.
Teknik Performans
HD800 teknik performans bakımından zaten halen sınıfının en iyilerinden bir tanesiydi. HD800S de aynı yoldan ilerliyor. HD800’ün en belirgin tarafı sahne performansıydı bu açıdan. Bir kulaklıkta duyabileceğiniz en geniş sahnelerden bir tanesi HD800’deydi. HD800S de çok geniş ve derin bir sahne performansı sunuyor.
Tabi bu noktada HD800 her zaman için bir tık önde olacaktır. Bunun sebebi de genel sunum farklılığı. Sunumda HD800S bir miktar daha baslı ve gövdeli olduğundan ve tizler de o kadar agresif olmadığından daha “yuvarlatılmış” bir kulaklık iken HD800 daha analitik ve detay odaklı. Bu da sahnedeki boşluk ve ayrım hissiyatını etkileyen bir detay olarak karşımıza çıkıyor.
Yine de bu HD800S’in sahnesinde bir eksiklik olduğu manasına gelmiyor kesinlikle. HD800S’in sahnesi oldukça ferah, havadar ve boşluklu. Kulaklığın enstrüman ayrımı da çok iyi olunca size arkanıza yaslanıp keyifle dinlemek kalıyor. Özellikle üst düzey kayıtlarda kulaklığın gösterdiği performans çok etkileyici. Aynı zamanda çözünürlük, şeffaflık (transparanlık) ve detay toplama seviyesi de çok iyi.
Tonlama olarak HD800S bir tık daha kalın diyebiliriz HD800’e. Fakat tını bakımından doğru sesleri ürettiğini söyleyebilirim. Enstrüman ve vokallerde kulaklığın tonlama performansı şahane. Tonlama bakımından dinamik sürücülüler arasında en çok beğendiğim kulaklık Sony MDR-Z1R olsa da, Z1R kapalı bir kulaklık olduğu için onda da böyle bir sahne performansı alamıyorsunuz elbette.
Olası Farklı Alternatifler
HD800S, dünyada görebileceğiniz tüm kafa üstü kulaklıklar arasında tartışmasız en iyiler arasında gösterilecek bir kulaklık. Keza orijinal HD800 de hala bu seviyede. Peki, başka seçenekler ne olabilir derseniz, kısaca bahsetmeye gayret edeyim.
Yukarda bahsettiğim üzere Sony MDR-Z1R dinamik sürücülü kulaklıklar arasında özel yere sahip olanlardan bir tanesi. High-End seviyede açık değil de kapalı bir kulaklık arıyorsanız hiç düşünmeden önereceğim kulaklıklardan bir seçenek. Fakat Türkiye’de artık satışı olmadığından ancak 2. el bulunabiliyor ki o da çok sınırlı. Tabi geniş sahne ve en yüksek çözünürlük önceliğiniz ise HD800S yine tercih edilir.
Fostex TH900 de dinamik kafa üstü denilince akla gelen ilk modellerden. Biraz daha v-tipi bir ses arıyorsanız tercih sebebi olabilir. TH900 bas konusunda çok başarılı bir kulaklık fakat üstler biraz agresif. Teknik açıdan TH900 oldukça iyi bir kulaklık fakat o da HD800S’in sahne performansına sahip değil. Aynı zamanda tizlerde HD800 gibi TH900 de agresif çalabiliyor. Tabi tizleri ve parlak sesi seven bir yapınız varsa bu çok problem olmayacaktır.
Sennheiser’ın en güncel piyasaya sürdüğü kulaklıklardan bir tanesi olan HD820 de bir seçenek olarak görülebilir. HD800 serisinin arkası kapalı versiyonu diyebiliriz. Fakat bana dürüst fikrimi soracak olursanız HD820 son derecee başarısız bir kulaklık. HD800 gibi bir tasarımın arkasını kapatmak, üstelik bunu yaparken sürücünün arkasını cam malzeme ile izole etmek, kulaklığın tüm frekans dengesini ve teknik başarımını alt üst etmiş bana kalırsa. Açıkçası Sennheiser’ın HD820’yi neden ürettiğine dair hiçbir fikrim yok.
Bir başka seçenek ise planar dünyasının en iyilerinden Audeze LCD-X. Bugüne dek hala en çok beğendiğim kulaklıklar arasında olan LCD-X özellikle diğer planar modellere göre daha az amfi kuvveti istiyor ve dinlemek için en güçlü ve en iyi sisteme ihtiyacınız yok. Kulaklık genel olarak bas ve mid odaklı sıcak tarafta yer alan bir sunuma sahip ve tonlaması çok başarılı. Aynı zamanda çok iyi çözünürlü ve transparanlık da sunuyor. Daha gövdeli ve yumuşak bir kulaklık alıyorsanız LCD-X bu seviyede çok iyi bir seçenek halen. Tabi bir kez daha söylemek lazım, LCD-X de HD800S’in sahne performansına sahip değil.
Beni bu fiyat seviyelerinde etkileyen bir başka kulaklık ise Hifiman Arya. Enstruman ve vokali önde seviyorsanız Arya tam bir mid kulaklığı. Bass biraz miktar olarak düşük ve flat denebilir, ama kulaklığın genel olarak referans bir yapısı var. Vokalleri özellikle çok iyi. Sahne genişliği idealken derinlik de fena değil. Tonlaması çok başarılı. Ses oldukça kontrollü ve nispeten pürüzsüz ve uzun süre dinlenebilir bir yapıda. Planarlardaki klasik transparanlık ve çözünürlük başarımı da mevcut. HD800S’in bas tepkisi ve sahne büyüklüğü yine bir tık daha iyi tabi ki.
Sonuç
HD800S çıkalı 4 buçuk yıl geçmiş olmasına rağmen hala en iyilerden bir tanesi olmayı sürdürüyor. İyi bir kaynak cihaz ve amfiyle beraber en iyi kafa üstü sistemlerden birine sahip oluyorsunuz. Üstelik HD800 gibi çok nazlı bir kulaklık da değil. En iyi sistem zincirine ihtiyaç duymuyor.
Ancak HD800’ü çok seven dinleyiciler için HD800S, Sennheiser’ın bu kulaklığı daha çok sevdirebilmek ve popüler hale getirebilmek için yaptığı bir hamle olarak kalıyor. Çok iyi masa üstü sistemlere sahip olan odyofiller için HD800’ün eleştirilen noktaları pek bir sorun teşkil etmiyor zira kulaklık çok iyi beslendiği için performansı ve genel frekans dengesi en üst düzeye çıkıyor. Üstelik bu sayede HD800S’e göre genel olarak daha ferah, daha havadar ve daha boşluklu bir sunum veriyor.
Ancak HD800S, masa üstü bir DAC ve amfiye çok fazla para dökmeyecek kişiler için çok çok iyi bir seçenek. Ben tıpkı HD660S gibi, HD800S modelini de oldukça başarılı buluyorum. Sennheiser’ın kafa üstü söz konusu olunca modellerini uzun yılların ardından güncellemesi ve bunu yaparken performansı olumsuz etkilemeden, biraz daha çağın gerekliliklerine yönelerek “ince ayar” yapmasını iyi bir strateji olarak görüyorum. Bunu söylerken, HD820’yi hariç tuttuğumu belirteyin.
Sonuç olarak eğer bütçeniz varsa, ve ev ortamında kafa üstü dinlemeyi seviyorsanız, Sennheiser HD800S tartışmasız önereceğim bir kulaklık.